FİLİSTİN YANIYORKEN, KALKINMA YAZILARININ SIRASI MI ?

Bir müddetten beri Elazığ’ın kalkınması hakkında görüşlerimi siz değerli okuyucularımız ile paylaşıyordum.. Son yazım “ Kalkınma Enstitüsü veya Vakfı “ kurulması hakkındaydı.. Sonraki yazımı “ Elazığ’da ki öncelikli yatırım alanları “ konusunda yaptığım araştırmalarımı sizlerle paylaşmak istiyordum. Ancak yazımı hazırlarken  FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİN başına bomba yağmaya başladı.. Ancak; Kardeşlerimizin başına bomba yağarken, küçücük sabiler anasız-babasız ve kimsesiz kalırken, binlerce Müslüman acımasızca katledilirken, çocukların, anaların feryadı ayyuka çıkarken KALKINMA konusunu yazmak bu vahşete duyarsızlık olacaktı.

75 yıldır abluka altında yaşayan Filistin halkının seçilmiş temsilcisi olan HAMAS’IN askeri kanadı olan El- Kassam Tugaylarının İsrail zulmüne karşı İSYAN etmesi üzerine başlayan savaş ile Türkiye’de bazı çevreler hemen harekete geçtiler ve yalan haberler ile FİLİSTİN ALEYHİNE DEZENFORMASYON kampanyası başlattılar.

“ Filistin Osmanlı’ya ihanet etmişti..”

“ Filistinliler topraklarını Yahudilere sattılar..”

“ Ya hu, şu Filistin nereden gündemimize girdi ? Ağzımızın tadını kaçırdı..”

“ Tel-Aviv İslam Üniversitesi var.. “

Gibi asılsız iddialar bir anda sosyal medyada dolaşmaya başladı. Hiç şüpheniz olmasın, bu tür iddiaların tamamı İsrail’in başta Türkiye ve İslam ülkelerindeki Müslümanların tepkisini kırmak için attığı PROPOGANDA BOMBALARIDIR.

Sosyal Medyada bu gibi yalanları yayanları araştırdım.. Bu dezenformasyonu yapanlar Kripto Ermeni veya Yahudiler ile Batı’nın Türkiye’de ki sermeye ve medya uzantıları… En kötüsü de lüks ve konforun esiri olan şuursuz Müslümanları da eklemek gerekir.

Allah CC. Nisa Suresinde Şeytanın dostları ile savaşmamızı emrediyor:

İman edenler Allah yolunda savaşırlar, inanmayanlar ise bâtıl dava uğrunda savaşırlar. Şu halde şeytanın dostlarına karşı savaşın. Şüphe yok ki şeytanın planı (tuzağı) daima zayıftır. Nisa : 76

Kendilerine, “ Elinizi savaştan çekin, namazı kılın ve zekâtı verin” denilen kimseleri görmedin mi? Sonra onlara savaş farz kılınınca bir de gördün ki, içlerinden bir grup Allah’tan korkar gibi, hatta daha fazla bir korkuyla insanlardan korkuyorlar da, “ Rabbimiz! Savaşı bize niçin yazdın, bizi yakın bir süreye kadar geri bıraksan olmaz mıydı?” diyorlar. Onlara de ki: “Dünya menfaati önemsizdir, Allah’tan korkanlar için âhiret daha hayırlıdır ve size zerre kadar haksızlık edilmez.” Nisa : 77 

Evladının parçalarını poşete toplayan baba,

El kadar çocukların göçük altında "Allah-ü Ekber" nidaları,

Çocuğunun cesedini taşırken, Allaha Hamd eden ana ve babalar,

Şuursuz Müslümanların keyfini kaçırdı.

Kendimizi dünyanın en bedbaht insanı zannederek en ufak bir sıkıntıda  "Allah'ım neredesin, niye bana bu eziyeti veriyorsun, ölsem de kurtulsam!" diye Rabbimize sitem ediyorduk..

Yokluktan dem vuruyor, çocuklarımızın arkadaşları yanında küçük düştüğünden yakınıyor, her namazda Rabbimizden sürekli olarak daha fazla nimet vermesini istiyorduk.

Para kazanmanın peşine düştükçe hırslarımıza mağlup olup, İlahi emirleri unutuyorduk..

Her konuda kendimizi haklı görüp, kendimiz gibi olmayanları eleştiriyorduk.

Bizim işlemediğimiz günahları yapan kimseleri kınayarak, onları lanetleyip cehenneme göndererek İslam'ı tebliğ vazifemizi de bihakkın yaptığımızı düşünüyorduk…

İman ettiğimizi, hatta arta kalan ISKARTALARIMIZ veya HARAM PARAMIZDAN tasadduk ederek salih amel işlediğimizi ve kurtuluşa ereceğimizi düşünüyorduk..

Camilerimizde rahat-rahat namazlarımızı kılıyorduk. Namaz sonrasında çay ocaklarında dedikodu yapıyorduk, hatta cuma mesajlarıyla, sohbet günlerinde yiyip içerek sosyalleşiyorduk.

Dinimiz ile bağlarımızı sağlam tuttuğumuzu, ne mübarek Müslümanlar olduğumuzu düşünüyorduk.

Çok güzel ibadet ettiğimizi düşünüp, ahir ömrümüzde, oturduğumuz yerde, lâyık olmadığımız şehadet makamına talip olarak, Allah'tan ŞEHİTLİK bile istiyorduk.

Rahatımızı bozmadan Şehit olmayı bekleyenler için Allah CC. Nisa : 75. Ayetinde  şöyle buyuruyor :

Size ne oldu da Allah yolunda ve “ Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla! ” diyen çaresiz erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz? Nisa : 75

Ey Filistin! Ağzımızın tadını kaçırdın,

Bir de " Kassam Tugayları " çıktı,

Velhasıl vatanını korumak için kahramanca savaşan Filistinliler Ruh ve İnanç dünyamızı alt-üst etti..

Devamlı namaz elbiseleriyle yaşadıklarını ve her an şehit olabilmek için beklediklerini ifade eden Filistinli kadını görünce, şehit olmak için hiç bir hazırlığımızın olmadığını anladık.

Filistinli doktorlar da, vatan için meslek yapmanın ne demek olduğunu, her meslek sahibinin, ülkesi için çalışan bir nefer olması gerektiği mesajını verdi bizlere.

Elinde bir dilim ekmekle açlığını gidermeye çalışırken, bombaların altında kalarak dâr-ı bekâya göç eden çocuğu görünce sofralarımızdaki çeşit çeşit yemeklerden nasıl şikâyet edeceğiz biz, her bir lokma boğazımızda istif olmayacak mı?

Yaralı bebeklerin bile, Kur'an okununca sakinleştiğini görünce, biz ne yapalım şimdi ? Özel zamanlarda, ölülerimize okuduğumuz Kur’an ayetlerinin dirilere de iyi geldiğini öğrendik bu bebekten.

Bebek bunu nereden öğreniyor ?

Ağlayan bebeğe emzik yerine Kur'an veriliyor ve tatlı bebek sakinleşiyor. Anlaşılan onun annesi, evladına EN KIYMETLİ olanı vermiş minik sabiye, defalarca bugünün provasını yaparak evlatlarını vatan savunmasına hazırladığını anlıyoruz.

Filistinli diyor ki: "Vallahi, bizim en iyilerimiz şehit oldu."

Demek ki vatan sevgisi, her koşulda vatanı beklemek, ona hizmet etmekmiş...

Değeri verilmiyor diye ilmini, kabiliyetini dışarı satmak değil….

Veya 100 yıl önce vatanımızı işgal eden Batılıların sözcülüğünü yapmak değil..

Ahh.! Filistin, Ahh..!

Meğer sen özgür, biz tutsakmışız.

Aklımızı, fikrimizi, Ruhumuzu Batı’ya teslim etmişiz de haberimiz yokmuş..

İslam kardeşliğinin anlamını bilmeyenler, belki Türklüğün anlamını bilirler, ümidiyle bir gerçeği hatırlatıyorum.

Büyük İslam Kahramanı Şeyh Şamil’in torunu olan ve 1960 ile 1972 yılları arasında Medine’de yaşamış olan SAİD ŞAMİL BEY’İN Filistin ve Yahudilerle ilgili olarak anlattıklarını ALİ ULVİ KURUCU’NUN hatıraları kitabının 3. Cildinin 237 – 284. Sayfalarından okumanızı tavsiye ediyorum.

Sad Şamil Bey; Filistin halkının %80 ‘inin aslen TÜRK olduğunu anlatıyor. Selahattin Eyyübi’nin KUDÜSÜ fethettikten sonra Türkleri Filistin topraklarına yerleştirdiğini anlatıyor.

BELKİ BİR HAYAL AMA…

FİLİSTİNLİLERİN KURTULUŞU , REFERANDUM ile TÜRKİYE’YE İLHAK KARARI ALMAKTIR.

Ey Rabbim.. Milletimizin ve tüm Müslümanların aklını, fikrini, kalbini, vatanını, dinini, imanını düşmanlarımızın ve şeytanın tasallutundan kurtar.. Filistinli kardeşlerimize ZAFER nasip eyle. Senin dinine düşman olanları kahreyle.. AMİN

M. Vehbi NAZIRLI

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar M. Vehbi NAZIRLI - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Atoom Medya Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Atoom Medya hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Atoom Medya editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Atoom Medya değil haberi geçen ajanstır.